deyimler sözlüğü Bir nerededir.com sitesi!

deyim mi arıyorsunuz?

deyimler sözlüğümüzden bulup getirelim!

Türkçe Deyimler Sözlüğü

boyun deyimleri

lgs öğrencileri


Deyimler sözlüğümüzde bulunan, boyun ile ilgili, içinde boyun kelimesi geçen, boyun kavramını barındıran, sizler için seçilmiş ve hazırlanmış deyimlerin listesi aşağıdadır.

Deyimlerin üzerine tıklayarak anlamlarını, detaylı açıklamalarını, kullanım örneklerini ve günlük hayatımıza yansımalarını inceleyebilirsiniz.

Ve asla unutmuyoruz, dahi anlamındaki -de ve -da ayrı yazılır ;)

» boyun sözcüğünün anlamı nedir?

» boyun sözcüğünün ingilizce tercümesi

» boyun kelimesi ne demek?

boyun kelimesi ya da kavramı ile ilgili deyimler

Deyimler (22)

  • boynu altında kalsın deyimi

    Ölsün, gebersin anlamında bir ilenme sözü.

  • boynu armut sapına dönmek deyimi

    çok zayıflamak, zayıflıktan boynu incelmek.

  • boynu bükük deyimi

    (1) kimsesi, arkası olmayan, zavallı, örnek: O, boynu büküklerdendir, yardımcı olalım. (2) üzüntülü, durgun, örnek: Öyle boynu bükük durma.

  • boynu eğri deyimi

    (birine karşı) herhangi bir nedenle borçlu durumda bulunan, ona karşı bir durum alacak, söz söyleyecek, direnecek durumda olmayan (kimse).

  • boynu kıldan ince olmak deyimi

    doğru ve haklı yargı karşısında verilecek her cezaya razı olmak. örnek: Sen bu dediğimi yap, zararlı çıkarsan boynum kıldan incedir.

  • boynuna almak deyimi

    bir şeyi, borç ya da ödev olarak üstlenmek, örnek: Kaç paraysa ben boynuma alıyorum, yaptırın.

  • boynuna atmak deyimi

    genellikle suçu, kabahati başkasına yüklemek.

  • boynunda kalmak deyimi

    birine iletilmesi kendisinden istenen sözü, selamı ya da parayı iletmediği için üzerinde borç kalmak. örnek: Sana selamı vardı, söylemiş olayım da boynumda kalmasın.

  • boynunu bükmek deyimi

    (1) çözümsüz kalarak yetersizliğini anlayıp direnmeyi bırakmak, acmdırıcı bir tavır içine girmek, örnek: Önümde boyun bükünce, acıdım. (2) (bir şey, birini) çaresiz bırakmak, güçsüzleştirmek. örnek: Babasının ölümü onun boynunu büktü. (3) bir durumu, bir işi ister istemez kabul etmek. örnek: Bize karşı boyun bükmek zorundadır. (4) (bitki) susuzluk, besinsizlik, hastalık gibi nedenlerle canlılığını, dikliğini yitirmek, örnek: Bir gün içinde çiçeğim boyun bükmüştü.

  • boynunu kırmak deyimi

    hkr. (genellikle buyruk biçiminde kullanılır) çekip gitmek, savuşmak, örnek: Haydi kır boynunu, yoksa kırarlar boynunu!

  • boynunu vurdurmak deyimi

    başını kestirmek, başını kestire rek öldürmek, örnek: Padişah, vezirin boynunu vurdurmuş.

  • boynunu vurmak deyimi

    başını keserek öldürmek, örnek: Cellat hemen boynunu vurmuş.

  • boynunun borcu deyimi

    yapmayı veya sağlamayı görev veya zorunluluk hissettiği yükümlükler

  • boyun borcu deyimi

    yapmayı veya sağlamayı görev veya zorunluluk hissettiği yükümlükler

  • boyun bükmek deyimi

    (1) çözümsüz kalarak yetersizliğini anlayıp direnmeyi bırakmak, acmdırıcı bir tavır içine girmek, örnek: Önümde boyun bükünce, acıdım. (2) (bir şey, birini) çaresiz bırakmak, güçsüzleştirmek. örnek: Babasının ölümü onun boynunu büktü. (3) bir durumu, bir işi ister istemez kabul etmek. örnek: Bize karşı boyun bükmek zorundadır. (4) (bitki) susuzluk, besinsizlik, hastalık gibi nedenlerle canlılığını, dikliğini yitirmek, örnek: Bir gün içinde çiçeğim boyun bükmüştü.

  • boyun eğmek deyimi

    güçlü olanın gücünü alt edemeyip onun isteğine uymayı kabul etmek.

  • boyun eğmek deyimi

    (1) karşısındakinin gücünü kabul edip ona karşı durmayı bırakmak, örnek: Düşman kılıçlarımıza boyun eğmişti. (2) bir şeye, isteyerek ya da istemeyerek uymak, katlanmak. örnek: Ona, çocuklar için boyun eğiyorum.

  • boyun kesmek deyimi

    birini görünce, saygı ve bağlılık gösterisi olarak, başını öne eğmek.

  • boyun kırmak deyimi

    saygı duyulan bir kimse karşısında ayakta iken başı öne bükmek, eğmek. örnek: Karşımda boyun kıranlar şimdi karşıma geçti.

  • davul birinin boynunda, tokmak başkasının elinde deyimi

    işi yapan, sorumluluğu yüklenen, bütün yükü çeken falan kişidir ama o işten yararlanan, o işte sözü geçen filan kişidir anlamında söylenir, örnek: Dernekte davul Ali'nin boynunda, tokmak Ahmet'in elinde, bunu herkes biliyor.

  • deveye "boynun eğri" demişler, "nerem doğru ki?" demiş deyimi

    baştan aşağı yanlış olan bir iş için söylenir.

  • vebali boynuna olmak deyimi

     Bir işin günahını yüklenmek.

Rasgele Deyim Videosu


Kavrama Göre Rasgele Deyimler

Kavramlar - 1 (6)

Kavramlar - 2 (6)


uzaktan eğitim öğrencileri

Deyim Kategorileri

Futbol Deyimleri

Birçoğumuzun en büyük tutkusu olan futbol ile hayatımıza giren deyimleri sizler için derledik...

Bilgisayar Deyimleri

Programlama algoritmalarının kodlanırken kullanıldığı programlama dili kavramlarını ve veri tabanı dili SQL...

Sağlık Deyimleri

Madem bu hayatta önce sağlık geliyor, o halde sağlıkla ilgili onlarca deyim de deyimler sözlüğümüzde yer al...

Motorcu Deyimleri

Hobisi motor olan motorsiklet düşkünlerinin kendi aralarında sıklıkla kullandıkları enteresan deyimlerin listesini...

Politika Deyimleri

Hayatımızın olmazsa olmazı, siyaset, politika ile ilgili jargonda yer alan deyimleri sizler için etüt edip, derleyerek...

Haber Deyimleri

5N-1K gibi en çok bilinen bir deyimin içinde bulunduğu haberler kategorisinde bakalım ilginizi çekecek başka ne deyimler yer...

Spor Deyimleri

Günlük hayatımızın vazgeçilmezlerinden birisidir spor. Hem sağlık için hem de görünümümüz için elzemdir spor yapmak. Futbol dışında...

Müzik Deyimleri

Ruhun gıdasıdır dediğimiz müzik ile ilgili günlük hayatımızda yer alan nice deyimler, nice sözler jargona girmiştir....

Alışveriş Deyimleri

Gel vatandaş gellll diye başlar alışveriş deyimlerimiz. Özellikle bayanları yakından ilgilendiren, damping, indirim, sezon sonu, seri sonu ve daha neler neler...


müzik listeleri

Rasgele Deyimler - 1 (4)

Rasgele Deyimler - 2 (4)


ingilizce tercümesi

En Çok Aranan Deyimler - 1 (8)

En Çok Aranan Deyimler - 2 (8)


müzik klipleri

İngilizce Deyim Örnekleri - 1 (3)

  • It's raining cats and dogs.

    Bardaktan boşanırcasına yağmur yağması.

  • A storm in a teacup.

    Bir kaşık suda fırtına kopartmak.

  • That ship has sailed.

    O treni kaçırmak. Çoook geç kalınması.

İngilizce Deyim Örnekleri - 2 (3)

  • Come rain or shine.

    Her ne olursa olsun.

  • Calm before the storm.

    Fırtına öncesi sessizlik.

  • Have your head in the clouds.

    Aklı bi karış havada olmak.